Trans-İli Alatau Dağları’nın eteklerinde yer alan bu Kazakistan şehrinde, FM Interiors ekibinin lideri Mamedov, İskandinav tarzından esinlenen ancak bunun ötesine geçen cesur, renkli ve dinamik bir yaşam alanı yarattı.
Sahibinin İlham Veren Hikayesi
Dairenin sahibi, teknoloji yönetimi ve danışmanlık alanında çalışan, dünya çapında seyahat ederek favori sanatçılarının konserlerine katılan bir müzik tutkunu.
Aynı zamanda etkileyici bir vinil koleksiyonuna sahip olan sahibi, yemek yapmayı da seviyor. Mamedov, projeye başlarken müşterisinin Pinterest’te gördüğü geleneksel Japon iç mekanlarından etkilendiğini ancak ilk görüşmede daha renkli ve İskandinav tarzına yakın bir vizyonu olduğunu keşfettiğini belirtiyor.
Bu süreçte, müşterinin “cesur kararlar almaya hazır” olduğunu söylemesi, Mamedov’a deneysel bir özgürlük alanı yarattı.
Renk ve İşlevsellikle Dolu Bir Mekan
Dairenin küçük olması, tasarım aşamasında bazı zorluklar yaratsa da Mamedov, bu durumu bir avantaja dönüştürerek mekanı maksimum verimlilikle kullanmayı başardı. Yuvarlak hatlar ve kemerli açıklıklarla yumuşatılan mekanda, mutfak bölgesinde ve gizli banyo kapısında ayna detayları kullanılarak alan daha geniş ve ferah gösterildi.
Ayrıca, Jaime Hayon’un tasarladığı bir halı, Ekstrem sandalye ve geri dönüştürülmüş plastik şişe kapaklarından yapılmış özel bir yemek masası gibi ikonik tasarım parçaları, mekana renk ve karakter kattı.
Doğal Malzemeler ve Sıcak Dokunuşlar
Mekanda duvarlar ve tavan için Jotun markasının sıcak tonlu boyası tercih edilirken, zeminlerde parke veya fayans yerine duvarla aynı renkte beton kullanıldı.
Bu tercih, farklı alanlar arasındaki sınırları belirsizleştirerek akıcı bir his yarattı. Mutfağın bir bölümünde doğal masif ahşap kullanılarak mekana dokunsal bir sıcaklık eklendi.
Özenle Kurgulanmış Detaylar
Her köşesi özenle optimize edilen dairede, yatak odası, özel bir mutfak alanı, çamaşır makinesi olan bir banyo ve depolama alanları gibi işlevsel bölümler yaratıldı.
Mamedov, “Daireyi renkler, mobilyalar ve kumaşlarla tanımlanmış birkaç ‘blok’a ayırdım” diyerek tasarım sürecini özetliyor. Sonuç, hem göze hem de ruha hitap eden, sıcak ve davetkar bir yaşam alanı oldu.
Tasarımın Öne Çıkan Parçaları
- Oturma Odası: Jaime Hayon imzalı Nanimarquina halısı, &Tradition’un Manhattan SC52 masa lambası ve La Redoute sehpası.
- Yemek Alanı: Fritz Hansen’in Ant sandalyesi, Verner Panton’un Hive asılı lambası ve geri dönüştürülmüş plastikten yapılmış özel masa.
- Yatak Odası: Kartell’in modüler komodini, Verner Panton’un &Tradition için tasarladığı çiçek vazosu ve Simon Legald’in Normann Copenhagen için tasarladığı Bit taburesi ile dikkat çekiyor.