Bu yenilikçi mimari proje, cesur “glitch” tarzını bölgesel, yerel, romantik ve psikedelik mimari geleneklerle bir araya getiriyor. Geleceğin mimarisine dair bir bakış açısıyla şekillenen bu yapı, yaratıcılığın sınırlarını zorluyor. Mimari ile müziği uyum içinde birleştirerek farklı ve etkileyici bir deneyim sunmayı amaçlıyor.
Proje Detayları
Proje Konusu: Eğitim Yapıları
Mimar: Architecture Patrick Mauger
Alan: 3906 m²
Yıl: 2024
Fotoğraflar: Guillaume Guérin
Geleneksel malzemeler – tuğla işçiliği ve terakota desenleri – bu “glitch” manzarasında bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Mimari yapı; duvarlarda, zeminlerde ve her açıdan yeniden yorumlanıyor. Düz çizgiler bükülüyor, formlar bozuluyor; ortaya hem düzeni hem de kaosu çağrıştıran görsel bir yelpaze çıkıyor.
Cepheler, müzisyen Joy Orbison’a adanmış yaşayan birer tuval gibi; sürekli değişen desenlerle gözleri büyülüyor, sabit forma dair algıları sarsıyor. Sam Prekop’un yağlı boya tablolarından esinlenen bu yapılar, organik renklerin uyum içinde aktığı birer senfoni gibi; sürekli bir hareket hissi yaratıyor. 100 metre boyunca uzanan yapıda, kırmızıdan beyaza doğru kademeli geçiş yapan tuğlalar, çevredeki yapılarla dengeli bir uyum kuruyor.
İsmin ve Panonun Anlamı
Yapının adı “Pariselle”, rastlantısal olmayan bir tercih. Bu isim, Villeneuve d’Ascq’daki bilim yerleşkesinin (Cité Scientifique) 1960’tan bu yana süregelen evrimini simgeliyor. Bu yerleşke, geçmişin izlerini tamamen silmeden kendini sürekli yeniden yaratan bir şehir gibi.
Tarihin Üzerine Kurulu Yeni Bir Hayat
Yapı, adını Fransız kimyager Henri Pariselle’den alan eski bir üniversite yurdunun bulunduğu alana inşa edildi. Önceki binaya ait büyük bir seramik duvar panosu ise yeni yapının restoranında kendine yer bularak, mekânın yumuşak psikedelik atmosferine zamansal bir derinlik katıyor.
Geçmiş ile Geleceğin Buluştuğu Nokta
(S)pace Pariselle, geçmiş ile geleceği, gelenekle avangardı bir araya getiren özgün bir birleşimi temsil ediyor. Bu yapı, yarının mimarisine dair etkileyici bir önizleme sunuyor.
Mekândan Öte: Duyusal ve Duygusal Bir Deneyim
Bu üçüncü mekân, yalnızca fiziksel bir alan değil; aynı zamanda duyulara ve duygulara hitap eden bir deneyim. Mimari yenilikle sanatsal ifadenin buluştuğu bu yapı, insanları mekân ve gerçeklik algılarını yeniden düşünmeye davet ediyor.